Melis Kar / Pop Manşet röportajı

     

                  MELIS KAR ROPORTAJI I POP MANSET

             

1. Öncelikle yeni şarkın Yatıya hayırlı olsun. Hem klipte, hem de şarkıda çok farklı, renkli bir iş ortaya çıkmış bence. Peki yorumlar nasıl? Sana gelen geridönüşler de olumlu mu?

-Çok teşekkür ederim. Bizim de yapmak istediğimiz ve dinleyenlere vermek istediğimiz buydu. Şarkıyı yaparken çok eğlendik ve bunu yansıtmak istedik. Hem şarkıyla hem de kliple. Gelen yorumlar çok iyi ve daha iyi olması içinde tam gaz çalışmalara devam ediyoruz.

2. Şarkının gelişim süreci hakkında biraz bilgi alalım. Hem eğlenceli sözleri, hem de dans kareografili klibinden bahseder misin?

-Türkiye’nin en genç aranjörü canım dostum ve kardeşim dediğim Berk Kirtiş ile yeniden var ettik şarkıyı. Her yerde her zaman çalışabilecek fonksiyonlar yarattık kendimize. Bodrum’a tatile giderken bile tam teçhizattık, eğlenerek, yaşayarak tamamladık. Akla gelen her yeni fikri deneme fırsatımız oldu böylelikle. Seyyah müzisyenler olduk bu süreçte, çok da zevk aldık.     Klip süreci bambaşka bir paragrafın konusu tabi :) şarkı bittikten sonra asıl meşakkatli dönem başlıyor. ‘Yatıya’ sağlam bir dans koreografisini hakkediyordu. Çünkü şarkının aranjman sürecinde o kadar çok göbek atıp, geyiğine o kadar çok halay çektik ki, bu enerjiyi yansıtıp insanları da dans ettirmezsek olmazdı. Dans etmeye karar verdiğimizde de tabi ki ilk akla gelen dans stüdyosu Dans Fabrika idi. Hemen Ömer Hocayı (Ömer Yeşilbaş) aradık ve en sağlam koreograflardan biri olan Nazlı Akçay hocayı atadı bizim projeye. Bir ay boyunca
non-stop koreografi çalıştık. Klipteki dansçıların güzelliğini ve yeteneğini farketmemiş olamazsınız zaten. Biz hazır olduktan sonra da zaten tamamen yönetmenimiz, değerlimiz İlker Savaşkurt Hocamıza teslim olduk. İlker Savaşkurt, bağımsız festivallerden sağlam ödüllerle dönmüş çok değerli bir sanatçı. Hayat duruşlarımız, sanat algımız ve vizyonumuz o kadar uyumlu ki, onunla çalışabildiğim, ona ilham olabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Çok daha iyi işler ortaya koyacağız birlikte. Ticari kaygılardan uzak, çok deli fikirlerimiz var. Hepsini hayata geçirmenin hayalini kuruyoruz,


                            KENDİ TARZIMI YARATTIM



3. Önce Kibir, sonra Al Dudağımdan Kiss, şimdiyse Yatıya. Söz yazarlığı ve beste yapma işini iyice ilerlettin, belli bir tarz yarattın bence kendine de. Peki bundan sonra yoluna nasıl devam edeceksin, sürekli kendi ürettiğin şarkıları mı duyacağız? Ya da senin şarkılarını başka sanatçı arkadaşlarından mı duyacağız? Bazı şarkıcıların sürekli kendi yaptıkları şarkıları söylemesinden dolayı yıllar sonra tükenmelerine şahit oluyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsun?

-Kendi tarzımı yarattığımı düşünüyorum ve bu yolda ilerlemeye kararlıyım. Kendi ürettiğim şarkıları söyleminin yanı sıra başka kült olmuş şarkıları da yorumlamayı seviyorum. Bu şekilde kendimi ve müziğimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Tüm müzik türlerini severek takip ederim. Her yaptığım şarkıda sınırları zorlamayı severim. Yenilikçi bir müzik anlayışını benimseyen biri olduğum için ve kendimi devamlı her konuda beslemeye çalıştığımdan tükeneceğimi düşünmüyorum. Kendini geliştiren bir sanatçı asla tükenmez.  Sanatçı arkadaşlarımdan kendi şarkılarımı duymak tabi ki beni sevindirir.

4. Şöyle bir varsayım var, konserlerin sayısının artması şarkıların popüleritesiyle alakalı. Ama ben bunun tam tersinin de gerçek olduğu kanısındayım : ortalama derecede tutan bir şarkıyla çok konser verilirse o şarkının da etkisi katlanarak büyür ve konserler şarkının kaderini bile değişebilir. Sen "Kibir" döneminde bunu pek ala yapabilirdin, çünkü "Kibir" çok iyi bir hitti. Yalnız şöyle görüyorum ki, konserlere sıcak bakmıyorsun. Günümüzde neredeyse tüm pop sanatçılarının yaptığı kulüp tarzı konserler sana göre değil mi?

-Kibir’ kariyerimin dönüm noktasıydı. İlk defa sözü ve bestesi bana ait olan bir şarkımı yayınlamıştım ve beklentim de epey yüksekti. O dönem ülkemiz kötü ve acılarla dolu bir dönemden geçiyordu. Zaten konserler de pek yapılamıyordu, fakat öte yandan, kendimi bir performans şarkıcısı olarak nitelendirdiğim için de Half-playback dediğimiz klüp performanslarına pek sıcak bakmıyordum. Canlı orkestram olmadan kendimi çok doğru ifade edebileceğimi düşünmüyordum ama artık klüp geleneği iyice oturdu ve kaliteli klüplerde sahne aldıktan sonra bu fikre iyice alıştım ve şimdi aranjörüm Berk Kirtiş ve iki dansçımla beraber, harika koreografiler eşliğinde yüksek enerjili klüp sahneleri yapıyorum ve tatmin de oluyorum. Sahada olmanın şarkıya da, sahne kondisyonuma da etkisi çok fazla.

5. Uzun süredir single olarak devam ediyorsun, Artık ufukta bir albüm görünüyor mu? Canlı yayında hayranlarınla birlikte online şekilde yaptığınız bir şarkı vardı, onu da albüme eklemeyi düşünür müsün?

-Kariyerime 12 şarkılık koca bir albümle başladım ve çok da büyük bir başarı elde ettiğimi söyleyemem ilk albümde. Toyluğumu yeni üzerimden atıyordum, büyük cesaret ve riskti bu devirde sektöre albümle adım atmak. Tabi ki arşivime eklemiş oldum ve o albümün şarkıları 4 yıl sonra bugünlerde değerlenmeye başladı yeni anlaşılmaya başladı. 5 singledan sonra da artık bir albüm yapmak istiyorum aslında. Yeterinde olgunlaştığımı düşünüyorum tekrar risk alabilmek için hahahaha :D Müjdemi isterim, 2019 kışında şöyle 5-6 şarkılık bir EP (extended play) yayınlamak geçiyor gönlümden. Çalışmalara da başladık. Hatta bi bakarsınız Kasım sonu single değil de hemen bir Ep bile yayınlamış olabilirim. Instagram canlı yayınında yaptığımız şarkıyı hatırlıyor olman şahane. Aşırı mutlu oldum. O şarkı ile ilgili bambaşka bi proje var aklımızda ama pek tabi ilk EP’nin içine de dahil olabilir.


      HERKESI MUTLU ETMEYE ÇALIŞMAK EN BÜYÜK TUZAKTIR



6. "Kibir" döneminde Yasemin Şefik'in programına konuk olduğunda "Ben yaygın değil, saygın olmayı yeğlerim" demiştin. O zamandan beri bu konuda fikir değişikliğine gittin mi? Hem yaygın, hem saygın olmak mümkün değil mi sence?

-Hangi tür sanat dalı olursa olsun, yaratım sürecinde herkesi memnun etmeye çalışmak en büyük tuzaktır. Ve bilirsin herkesin okuduğu bestseller kitap, herkesin sevdiği en gurme yemek bile onu tüketen insana kendini özel hissettirmemeye ve onu tatmin etmemeye başlar. Herkesin anladığı, sevdiği ve benimsediği şeylere şüpheyle yaklaşırım ben. Tüketim süreleri o kadar hızlı oluyor ki çünkü. Kalıcı ve saygın işler yapmaya çalışıyorum dolayısıyla kesinlikle daha geç anlaşılıyorum ama mutluyum. Hit şarkı dediğimiz olguyu ne zamanki niceliklerle ölçmeye başladılar ipin ucu koptu zaten. En hit şarkı max. 1 yıl yaşıyor. Yaygın olma arzusu ve hırsı yüzünden haksız rekabetler, niteliksiz işler ve aşırı boş bir kalabalık var artık müzik dünyasında maalesef. İşin sonunda hem yaygın hem de saygın olabilmek bir sanatçının yıllarını alır. Öyle kolay bi iş değildir. İyi şarkılar üretmenin yanında sağlam bir duruş gerektirir. Bu da öyle 3-5 yılda değil ancak 10-15 yılda inşaa edilebilir en azından. Bakınız Sıla, Tarkan, Gülşen, Şebnem Ferah. Onlar 2 yıl da albüm yapmasa yine de dinleyicileri tarafından kolay kolay yalnız bırakılmazlar.

7. O Ses yarışmasında seni daha çok yabancı şarkılarla görüyorduk, özellikle bu son çalışmanda da o batı tarzındaki yorumunu duyar duymaz hissettim. Biliyorsun, son zamanlarda moda haline geldi yabancı şarkıyla yurtdışına açılma işleri. Hande Yener, Emrah Karaduman, Atiye bir takım denemeler yaptı. Senin yabancı müzik piyasasına girmek gibi bir hayalin var mı? Açıkcası yeni nesilde bu yapabilecek kapasitedeki 3 kişiden 1'isin. Sesinin çok yatkın olacağı kesin, geçen yıllarda yaptığın "Shape of You" cover'ını hala severek dinliyorum.

-Güzel övgülerin için teşekkür ederim Aslında en heyecanlı olduğum noktaya parmak bastın. Tabi ki benimde yurtdışına açılmak ve şarkılarımı oralarda da duyurmak gibi planlarım var. Bu konu da çok yoğun ve güzel çalışmalarımız devam ediyor. Şimdilik bu kadarını söyleyeyim Umarım her şey yolunda gider ve mutlu haberi paylaşırım yakın zamanda. Beklemede kalın :)

8. Müzik dünyasında her dönemin kendine göre zorlukları olduğu aşikar. Sence sizin - genç neslin dönemine denk gelen en büyük zorluklar neler? Bu piyasada neden şikayetçisin?

-Batıya ve evrensel normlara daha da yaklaşıyoruz. Ama Dünyaya çok daha fazla şey yapabilecekken az ile yetinmemiz beni üzüyor. Çünkü biraz içe kapanık kaldık bu anlamda. Hala Dünyaya açılmakla ilgili çok ciddi hayalim, hedefim ve de stratejik bir yolum var.


     EN İYİ VE EN ÖZEL ŞARKIMI HENÜZ DUYMADINIZ


9. Şarkıların 1 değil, 2 değil... Sadece "kendin" olduğun şarkıları müzikseverlerle paylaştığını biliyorum ama geriye dönüp baktığında kendine en yakın bulduğun, deyim yerindeyse en sevdiğin şarkın hangisi? Yoksa en beğendiğin şarkıyı daha bizler duymadık mı?

-Mesela ilk albümümde yer alan ‘Acıyor’ bir ispanyol cover, herkesin çok seveceği klasik bir şarkı değil ama sevenin de 4 yıl sonra hala dinlediği ve kendine özel kalmasını istediği bir şarkım. ‘Kibir’ ise benim yeniden doğuş manifestom. Kariyerimin ilerleyişini zora sokan kim ve ne varsa, onlara yazılmış, beni kendimle ve müzikle yeniden barıştırmış, sayesinde nev-i şahsına münhasır bir dinleyici kitlesi edinebildiğim çok değerli bir şarkım. Ama en iyi ve en özel şarkımı henüz duymadınız. Zaten daha önce duyduğunuz hiçbir şeye de benzemiyor. Ama yine de sevileceğine eminim. Kasım ortası gibi sanırım dinleyicilerimle buluşturmuş olacağım.

10. Sonsuza kadar pop mu yapmak istiyorsun? Bazen aklına bir zamanlar Hande Yener'in yaptığı gibi piyasada kendine sağlam bir yer edindikten sonra uçuk tarzlara kayma gibi fikirler geliyor mu?

-Ana akım müziğin tamamına artık Pop diyebiliriz bence. Sonuçta arabesk müzik türünü bile poplaştırmayı başardık ki hiç de fena olmadı. Mesela Rap de artık o kadar Underground bir müzik türü değil. Artık gayet hip ve gayet popülist, öte yandan da kendi dinleyicisi için bayağı bir saygın çünkü yıllarca verdikleri mücadeleyi artık kazandılar. Bu çok iyi bi şey çünkü kendi adıma konuşmam gerekirse bana harikulade cesaret aşılıyor. ‘Everest’ diye popülist kaygılardan uzak bir şarkı yazdım ve yukarda bahsettiğim gibi daha önce yaptığım hiçbir şarkıya pek benzemiyor. Ana akım medya organlarında yayınlanmama olasılığı bile yüksek ama yine de olduğu gibi, traşlamadan yayınlamak adına kendime büyük bir söz verdim. Bakalım neler olacak…. P.S - Hande Yener keşke gerçekten elektronik müzik yaptığı snop dönemlerine geri dönse…Bakınız 2007 çıkışlı “Nasıl Delirdim” ,  2008 çıkışlı “Hipnoz” Albümü’nü hala dinliyoruz ve müzikal sohbetlerin hala konusu oluyor o albümler, tabii “Apayrı” yı da unutmamak lazım.

11. Öncelikle röportaj için çok teşekkür ederim, sanatınla yakından ilgilenen biri olarak benim de uzun süredir merak ettiğim, aklımda olan soruları sordum. Umarım beğenmişsindir. Son olarak müzikseverlere ve hayranlarına neler söylemek istersin?

-Çok güzel sorular hazırlamışsın. Ben teşekkür ederim. Beni takip etmeye devam etsinle. Çok güzel şarkılar ve projelerle karşılarında olmaya devam edeceğim. Hepsini çok seviyorum

Yorumlar

  1. Yabancı şarkılar mı arıyorsunuz? Aradığınız yabancı şarkılar burada: yabancı şarkılar 2021

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZEYNEP DIZDAR ROPORTAJI I POP MANSET

TUGCE OREN ROPORTAJI